24 Kasım 2010 Çarşamba

YALINAYAK

birini çok seversen
olduğundan az görünürsün ona,
zamanla daha az,
az,
az...

hakimi olsan,
dünya dönse eteklerine
gece gündüz
yine yüce görmez.
serpsen gölgelikleri,
süzülsen güneş güneş,
bir krater çukurunda yalnız
kalmak olur tercihi,
yine sevmez, yine sevinmez.

dost zaman,
yandaş, yoldaş,
(görünür)
uzaklık köprülerini bombalar
gözlerinin önünde o kalleş,
bilmezsin...

sonunda tüm çiçekli yolların,
yalınayak gezer yalnızlık, hanedanında
elinde sayfaları yırtılmış
a-yaz şiirlerle...

11 Kasım 2010 Perşembe

UZAK - YAKIN

beyrut lal oldu
akşamla örtündü sözü
geniş zamanlardan geçti
uzun hikayeler dinledi belki
anlamadığı yazılar
bilmediği sesler
belki gün onu yedi
belki de kaf dağının ardına ermek için
dev anasını geçti – geçemedi,
anka kuşunun peşinde...
ya öyle ya böyle
beyrut lal oldu
objektif konuştu
akşam örttü sözsüz gözü…

yine sendeyim...
mühürleniyor ve dönüşüyor gün
geçmişe gönderilen
alıcısı herkes, adresi her yerken
açılmayan bir mektuba...

ne yazılmış kağıda
ne de sokuşturulmuş bir zarfa
mührü kendi bağrında
buyruğunda zamanın
her dün gibi
unutulacak yolculuğunda.

oysa sen geriyi ilerletir gibisin
buyruğu yöneten
zamanı evirip çeviren.
işte bu sebepten
unutmaya kafa tek sen tutarsın
umut yarını eyleyip, oyalarken...

yine sendeyim...
gün alındı 1 saat
ve ben istanbul a geri
hiç değişmemiş çiçek gibi
yani fark edilmeden
eklendik yerlerimize
farzet ki
kavuşma sahnemizden...

varlığıyla geceyi aydınlatan
salıya, salına salına
siyah bavulu özlem,
kırmızı düğmeleri har,
sırt çantası haz,
giydiği her parça başka
saz
hepsini tek tek
soyup gözlerimden
çözecek yerleşecek
hafızama
bırakmadığı yerden



yine sendeyim...
yine güneşte
bakamazsın ya güneşe
düşünürüm bakmadığın şeyi nasıl seversin
çünkü alır gözünü…

bana göre sevgi zamanın diğer adıdır
zaman unutturur sevgi de
zaman derinleşir sevgi de
zaman geçer sevgi de
zaman dönmez sevgi de..

o zaman sevgim,
nasıl unutturduysan eskiyi
nasıl derinleştiysen içimde
nasıl geçtiysen yargılarımı
nasıl dönmediysen özünden
o kadar kararlı gel şehre
dalga sayar gibi
sayıyor bulacaksın zamanı
sevgini...

yine sendeyim...
yıkandığın su
başını dayadığın yastık
camdan giren soluduğun,
hayalindeyim...
ister ateş de nefesine
ister su, ister hava
yaksa da, yağsa da, esse de
aklım fikrim nefesinle gelende…

yine sendeyim...
spor terime eklendi
buharlaştı terim
leş gibi özlemdeyim...

son dersin, son ayrı gece
zordur dersin sınavı
kağıdım hazır
çok çalıştım
neresinden sorsan
biliyorum ayrılığı, uzağı.

yine sendeyim...
sisin gizlemeye çalıştığı günde.

düşününce hepimiz biraz sis-iz
kalmalı bazı şeyler
görünmeden
ama sis kadar etkisiz -iz
içimiz hep kendini
göstermek ister

sana kalan
seni kuran
bana gelenlerle
sisten çıkar
güneşli gölgelerimizle
büyür, uzar izimiz
sis kendinde giz ararken...

YAKIN

ayni şehirdeyiz yağmurumuz ortak
gecemiz aynı ayda
akrep yelkovanla ortak.
sabahına erdiğimiz
gün başlar
kendine gelir
yürüdüğümüz yollar
baktığımız binalar
şehir dış sesinde
sakin duruşun
iç sesine ortak